Alerjide Yaklaşım
Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşınma, boğaz ağrısı, gözlerde yanma, sulanma, kızarma, sık tekrarlayan veya geçmeyen öksürük, baş ağrısı gibi birçok şikayet ile karşılaşıyoruz. Ayrıca hastalarda uykusuzluk, yorgunluk, iş gücü kaybı, konsantrasyon azlığı gibi sorunlar sık yaşanmaktadır. Hastalarımızın birçoğu bilinçli olup alerji olduğunu bilerek korunma ve tedavilerini yaptırırken; hiç azımsanmayacak miktarda hasta yoğun ve gereksiz antibiyotik tedavisi ile tedavi olmakta, fakat iyileşememektedir.
Alerjenler Nelerdir?
Öncelikle bize başvuran hastalarda en sık rastladığımız alerjenler; ev tozu akarları, polen, mantar, evcil hayvan epiteli, hamam böceği alerjenleridir. Ayrıca kimyasal temizlik ürünleri, parfüm gibi kokular, hava kirliliği ve yiyecekler de diğer nedenlerdir.
Bu nedenlere göre; alerji yıl boyu veya mevsimsel olabilir. Bazen akar (mite) gibi yıl boyu olan ve polen gibi mevsimsel alerjiye sebep olan nedenleri aynı kişide görmekteyiz. Alerji, alerjenle karşılaştıkça reaksiyonlara neden olduğu için; ev, iş yeri gibi çevre değişikliklerinde yeni alerjiler eklenebilir. Bazı alerjenlere basit değişikliklerle önlem alınabilirken, bazılarına karşı önlem almak daha zordur.
Polen mevsiminde polen alerjileri sık görülmektedir. İlaç tedavisi, alerjinin yoğun yaşandığı bu dönemlerde kaçınılmazdır. Ayrıca aşı (immunoterapi) da tedavide önemlidir; ama belki de tedavinin en önemli kısmı alerjenden uzaklaşmadır. Polen alerjisi gibi yoğun çevresel bir olayda uzak durmak tamamen mümkün olmasa da alınacak bazı önlemlerle kısmen veya tamamen rahatlamalar sağlanabilir.
Polen alerjisi belki de korunması en zor olan alerjenlerdir. Polen dönemi, ilkbahar ile başlar sonbahara kadar sürer; fakat en yüksek konsantrasyonlar bahardan yaz ortasına kadar sürer. Her bitkinin polen dönemi ayrıdır. Alerjik hastalıkların ortaya çıkması için rüzgarla taşınabilen polenler daha önemlidir. Polenin havada yeterli konsantrasyona ulaşması da alerjinin oluşması açısından önemlidir. Sabah 05.00-11.00 arası havadaki polen konsantrasyonlarının en yüksek olduğu saatlerdir. Polenler; kuru, sıcak ve rüzgarlı havalarda kilometrelerce uzağa taşınabilir. Bu nedenle şehir merkezlerinde, polen yayan ağacın olmaması polen olmayacağı anlamına gelmez. En sık gördüğümüz polen alerjileri; çimen, arpa, mısır, yulaf, buğday polenleri, kavak, söğüt ağacı, kızıl ağaç, huş ağacı, fındık, gürgen, papatya, pıtrak, karahindiba, altın başak gibi ağaç ve bitki polenleridir.
Alerjenlere Karşı Alınacak Önlemler
Evler daha az havalandırılmalı; kuru, sıcak ve rüzgarlı havalarda, konsantrasyonların en yüksek olduğu özellikle sabah 05.00-11.00 arası havalandırma yapılmamalı, dışarı çıkılmamalı, zorunlu ise şapka, gözlük ve maske kullanılmalı; ayrıca eve gelince duş alınıp kıyafetlerin değiştirilmesi de önemlidir.
En sık karşılaştığımız, yıl boyu süren alerjiye neden olan akar alerjisinin semptomları; ev ve iş yerlerinde alınacak önlemlerle minimuma indirebilir. Bunlar, duvardan duvara halıfleks veya halıları kaldırmak (benim tavsiyem evde hiç halı bulunmamasıdır); başta yatak odası olmak üzere eski kitap içeren kütüphaneleri kaldırmak; koli, bavullar, gazetelikleri yatak odalarından çıkarmak; elektrik süpürgelerini sürekli yaşanan alanlarda bulundurmamak; akarlara sebep olan hayvanların, insandan dökülen epitelyumla beslendiği için çorap ve dar kıyafetleri yatak odalarında değil banyoda çıkarmak; en çok akar barındırdığı için kuş tüyü, kaz tüyü, yün ve pamuk yatak takımları kullanmamak; akarlar 60 derecede öldüğü için en az iki haftada bir renkli çamaşırlar dahil 60 derecede yıkamak; perdeleri kolay yıkanabilir seçmek; koltukları daha kolay temizlenebilir kumaşlardan seçmek vb. alınabilecek önlemlerdir. Hastalarda yaptığımız test sonucunda akar alerjisi çıktığında hasta bu önlemleri aldığı zaman şikayetlerinin neredeyse tamamen kaybolduğunu veya zaman zaman alınacak çok az antialerjik ilaçla sıkıntılarının azaldığını görüyoruz.
Yine en çok karşılaştığımız evcil hayvan alerjilerinde; her ne kadar hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde önemine inanan ve hayvan sevgisi aşırı olan bir doktor olsam da; özellikle kedi, köpek ve kuş gibi evcil hayvanların ev gibi kapalı ortamlarda olmaması gerektiğini, bunların yerine balık kaplumbağa gibi akvaryum ile hayvan sevgisinin giderilmesini vurguluyoruz. Özellikle kedi ve köpek, en sık karşılaştığımız evcil hayvan alerjileridir. Bu hayvanların hem dökülen epitelyumları alerjiktir hem de akar taşıdıkları için akar alerjilerine sebep olurlar. Kedi alerjisine, kişi kendi evinde beslemese de karşılaşabiliyoruz. Kedi epitelyumu daha hafif olduğundan saçlara yapışarak taşınabilir. Bir başka evde kedi besleniyorsa o evde yaşayan kişi, arkadaşının ortamına gittiğinde arkadaşının reaksiyonuna sebep olabilir. Sıklıkla kedi alerjisi çıktığında hasta, “ama bizim evde kedi beslemiyoruz!” dediğine sık şahit oluyoruz.
Mantar alerjileri; genellikle izolasyonu iyi olmayan, rutubetli evlerde olur. Duvarlarda kararma, küflenme, havalandırılması az tavan araları ve bodrum katlarda, banyo ve lavabo altlarında sızdırma olan yerlerde, çiçek ve toprak olan yerlerde ve ev içi çamaşır kurutulan ortamlarda sık görüyoruz. Sakınmak için; duvarların izolasyonu, sızdırma olan yerlerin tamiri yapılmalı, özellikle yatak odalarında çiçek, toprak bulundurulmamalı, ev içi çamaşır kurutma yerine kurutma makinalarının kullanımını öneriyoruz.
Klinik olarak test ettiğimiz alerjenler dışında; sigara, kimyasal temizleyiciler, parfüm, oda spreyleri gibi kimyasallar, kirli hava (solunum yollarının düzenini bozduğu için) alerjenlere duyarlılığı artırır. Kapalı ortamlarda bu maddelerin kullanılmamasını, özellikle hava kirliliğinin yoğun yaşandığı kış aylarında akşam saatleri gibi kirliliğin arttığı saatlerde evlerin havalandırılmamasını öneriyoruz.